"Yarin Gunes Dogacak" 265 sayfalik bir roman ve biteli iki yil oldu. Redakte ederek burada yayinlayacagim
James Brown - Woma...
Yarın Güneş Doğacak: Sayfa 36

Perşembe, Eylül 14, 2006

Sayfa 36

Allahım ne güzel insanları vardı bu yurdun, ne güzel paylaşmayı bilebiliyorlardı bu zor günde. Köy ruhuydu bu, imece ruhuydu.

-Saat beş oldu. Senin oğlan ne zaman gelir Emine hanım?

-Valla belli olmaz ki bacım. Dükkanı da yıkıldı. Öyle doleneyo. Ona buna yardım edeyo işte. Hala göçüklerin altından insan çıkartıyola. Adem’im de güçlü kuvvetlidir maaşallah, yardımcı oluyo, elleriynen gazıyo toprağı, insan çıkartıyo altından yıkıkların.

-Çocuğun onun için de morali düzelemiyordur zaten. Her yıkığın altında insan ararken, kendini kaybediyordur, kendi yavuklusuyla bebesini arıyordur Allah bilir.

-He doğru dedin bacım. Heral öyle düşünüyodur.

-Emine hanım, ben senin bardaklarını vereyim, deyip uzandı bardakları aldı kevgirden.

-Ne zahmet ettin be bacım, ben yıkayıverirdim. Sen niye elini sürdün?

-Emine hanım, sen hiç merak etme, 45 yaşındaki şehirli karılar da bilir bulaşık yıkamayı.

-Aboo... Sen 45’inde vamın bacım?

-Varım ya Emine bacı. Senden büyükümdür Allah bilir, hı?

-Böyükmüşün ya. Ben de sandımdı ki, benden küçüksündür.

-Sen kaç yaşındasın peki?

-Bu yıl kırk oldum. Onüçümdeydim Seyfi’ye gönlüm düştüğünde. Ondördümde de, gaçmıştık, bizimkile beni vemeyince. Onbeşimde de bebemi almıştım zaten gucama.

-Akşama bol bol sohbet ederiz seninle. Şu benim bavulu çadıra koyayım da ben, seninle şöyle bir dolaşalım, hem de benim bidona su doldurup gelelim, ne dersin?

-Ben alıp geliverem sana su, sen yorulma. Zatı yol yorgunusun. Geldin geleli de hiç dinlenemedin zatı.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home