"Yarin Gunes Dogacak" 265 sayfalik bir roman ve biteli iki yil oldu. Redakte ederek burada yayinlayacagim
James Brown - Woma...
Yarın Güneş Doğacak: Sayfa 28

Salı, Haziran 06, 2006

Sayfa 28

-Bir şey daha var. Birazdan senin hanımı da çağır, hem tanışırız hem de getirdiğim yardımları kime vereceğimizi kararlaştırırız. Malum, ben bilmem kimin en çok neye ihtiyacı olacağını.

-Tamam bacım. Sen nasın dersen öyle yaparız. Ben bekleyem seni burda. Yok, yok, ben hanımdan bi kap alem de, sana biraz su getirem, bizim de sana bi yardımımız olsun.

-Kap almana gerek yok. Benim bidonum da sırtımda.

-Bu çanta hepsini alıyo mu bunların be bacım?

-Görünce anlarsın. Hadi yardım et de, şu sırtımdaki çantayı indirelim madem bu kadar bir şey yapmak istiyorsun.

Utangaç utangaç yardım etti adam. Önce çantanın üzerine bağlı matını çıkardı Alara, sonra da hemen çantanın altına kayışlarla tutturduğu çadırını ayırdı çantadan, Seyfi dayının şaşkın bakışları ve acemice yardıma koşarken, aslında hiç yardım gerekmediğini idrak etmesi, çaresizliği yaşaması duyguları eşliğinde. Bir taraftan konuşurken on dakikada kurmuştu çadırı Alara, aslında kendisine yardım etmek için tepinen adamın hiçbir yardımı gerekmeden. Sonra matının kayışını çözüp, çadırının içine yerleştirdi.

Alara yere çömelince, ayakta kalmak kadına saygısızlık olacakmışçasına, Seyfi dayı da çömdü onunla birlikte.

-Hoş geldin kardeş, dedi yanlarından bir orta yaşlı kadın sesi.

-Bu benim hanım. Emine, bu bacı da Tanrı misafiri. Te Bursa’dan gelmiş bizi ziyarete.

-Merhaba Emine hanım. Hoş buldum

Kadın şaşaladı. Öyle ya, kaç kere hanım yerine konmuştu ki, şu
koskoca ömründe.

-Benim biraz işim var. Biraz sonra sohbet ederiz seninle Emine hanım.

-Bi isteğin neyim var mı gardeş? Sesi çıktı ağzından, kendi de şaşırdı
nasıl konuşabildiğine. Ona hanım demişti!

-Şimdilik yok, sağ ol Emine hanım. Birazdan otururuz hep birlikte. Şu işlerimi bitireyim de önce, diyerek çantasını boşaltmaya devam etti.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home