"Yarin Gunes Dogacak" 265 sayfalik bir roman ve biteli iki yil oldu. Redakte ederek burada yayinlayacagim
James Brown - Woma...
Yarın Güneş Doğacak: Sayfa 22

Perşembe, Mayıs 25, 2006

Sayfa 22

Afyon otobüs terminali her orta halli bir Anadolu şehrinin olabileceği büyüklükteydi. Dikkatini çeken satıcıların çokluğu oldu. Yerleşik dükkanların dışında bir sürü tezgah-üstü satıcısı, her bir kafadan ayrı ses çıkartarak, avaz avaz bağırıyordu. Bir taraftan bagajdan alacağı sırt çantasını ve çek çek bavulunu beklerken, ortalığı süzdü siyah güneş gözlüklerinin ardından.

-Hanımefendi sizin numaranızı alayım, dediğinde muavin, elindeki plastik numarayı uzattı ve bagajını teslim aldı.

-Afedersiniz, ben Sultandağı’na gitmek istiyorum. Buralı mısınız? Bana yardımcı olabilir misiniz?

-Deprem için mi geldiniz?

-Evet.

-Bak bayan, şurada minibüs durakları var. Oradan istediğin yere gidebilirsin. Ama dikkatli ol, yalnızsın galiba. Alış-verişini yap da öyle git Oralarda perişan olma. Su bile bulamayabilirsin; yani bulursun da, pahalı olabilir.

-Merak etme, ben bakarım başımın çaresine.

Genç bıyık altından gülümseyerek baktı Alara’nın ardından. Bu şehirliler de bir garip oluyordu doğrusu. Hele bu iyice bir garipti. Öyle ya, genelde zenginler kendi arabalarıyla geliyordu yardıma, bu kadın manyak mıydı neydi, sırt çantasıyla gelmişti. Tatile mi geldi salak nedir, diye geçirdi içinden. Alara’nın arkasından bakmaya devam ederken, keşke kendisine bir çay içmeyi teklif etseydi, belki akşama iş çıkardı, bekar adamdı n’olucak, bu gece eve uğrar, yıkanır paklanır, anasına kahveye gideceğini söyler, bu kadınla güzel birkaç saat geçirebilirdi; hayalleriyle gülümsedi. Yazık, kaçırmıştı fırsatı. Ne iyi olurdu aslında; bu büyük şehir kadınları, tertemiz olurlardı, mis gibi kokarlardı, hele bir de yalnızlarsa, maceraya atılmaya bayılırlardı. Neyse, bir başka sefere oğlum Ahmet, diye avuttu kendini.

Ahmet’in kurduğu hayallerden habersiz, buldu Alara Sultandağı’na gideceği minibüsleri. Oturdu minibüse ve beklemeye başladı. Fazla beklemesi gerekmedi. Bir çeyrek saat içinde doldu minibüs.

Sultandağı’na vardığında önce AKUT görevlilerini bulmak için sorular sormaya başladı. Bir netice çıkmayınca, gördüğü askeri kolundan yakaladı ve durumunu anlattı.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home