Sayfa 16
-Evet. Hatırlıyorum.Hatta bir akşam, seninle ikimiz baş başa, arabayı kampta bırakıp da minibüs ile bir yere balık yemeğe gitmiştik.
-Karagöz ana yemek eşliğinde, kalamar ve karides salatası. Hani bir karagöz de paket yaptırmış, kardeşine getirmiştik.
-O gelmemişti bizimle. Çok yakışıklı bir ağabey vardı, sen yaşlarda. Yurt dışından gelmişti ama Türk’tü. Onunla kalmıştı kardeşim. Hala?
-Efendim?
-Ondan hoşlanmış mıydın?
-Hoş adamdı.
-Ama sen bakmadın bile, değil mi? Bizim için mi?
-Ben size aşıktım. Başka aşklara yer yoktu yüreğimde. Ama bundan hiç pişmanlık duymuyorum. Zaten siz büyürken hovardalıklarımdan da geri kalmadım ki, dedi yaramaz bakışlarla.
-Birini biliyorum galiba. Yo, yo; iki tanesini biliyorum, dedi sevecen ama muzır bakışlarıyla halasını utandırmadan. Aslında halasının da utandığı yoktu ya bu konulardan. Sadece keyifli keyifli, ama aynı zamanda bir genç kız yaramazlığıyla gülümsüyordu.
-Kimmiş onlar bakalım?
-Birisi Serdar amcaydı, hani şu kafasındaki örtü seyrekleşmiş olan.
-Eeee? diye meraklı gözlerle süzdü yeğenini Alara.
-Diğeri de Erman amca, değil mi?
-Evet. Nereden anladın?
-Serdar amca sana aşıktı. Bunu o gece senin evde verdiğin yemekte herkes görmüştü zaten. Uçuyordu adam. Bunu göremeyecek kadar kör değildim
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home