"Yarin Gunes Dogacak" 265 sayfalik bir roman ve biteli iki yil oldu. Redakte ederek burada yayinlayacagim
James Brown - Woma...
Yarın Güneş Doğacak: Sayfa 16

Perşembe, Nisan 27, 2006

Sayfa 16

çığlıklarına rağmen, uyanamayıp o güzelim manzarayı kaçırdığın yıl. Hatırlıyor musun? Tatilin ilk dört günü ne kadar huysuzluk etmiştin? İkide bir canının sıkıldığını söyleyip, zırıldıyordun. Ama dört günlük zehirli tatilden sonra, arkadaşlar bulunca, oradan ayrılmak istememiştin.

-Evet. Hatırlıyorum.Hatta bir akşam, seninle ikimiz baş başa, arabayı kampta bırakıp da minibüs ile bir yere balık yemeğe gitmiştik.

-Karagöz ana yemek eşliğinde, kalamar ve karides salatası. Hani bir karagöz de paket yaptırmış, kardeşine getirmiştik.

-O gelmemişti bizimle. Çok yakışıklı bir ağabey vardı, sen yaşlarda. Yurt dışından gelmişti ama Türk’tü. Onunla kalmıştı kardeşim. Hala?

-Efendim?

-Ondan hoşlanmış mıydın?

-Hoş adamdı.

-Ama sen bakmadın bile, değil mi? Bizim için mi?

-Ben size aşıktım. Başka aşklara yer yoktu yüreğimde. Ama bundan hiç pişmanlık duymuyorum. Zaten siz büyürken hovardalıklarımdan da geri kalmadım ki, dedi yaramaz bakışlarla.

-Birini biliyorum galiba. Yo, yo; iki tanesini biliyorum, dedi sevecen ama muzır bakışlarıyla halasını utandırmadan. Aslında halasının da utandığı yoktu ya bu konulardan. Sadece keyifli keyifli, ama aynı zamanda bir genç kız yaramazlığıyla gülümsüyordu.

-Kimmiş onlar bakalım?

-Birisi Serdar amcaydı, hani şu kafasındaki örtü seyrekleşmiş olan.

-Eeee? diye meraklı gözlerle süzdü yeğenini Alara.

-Diğeri de Erman amca, değil mi?

-Evet. Nereden anladın?


-Serdar amca sana aşıktı. Bunu o gece senin evde verdiğin yemekte herkes görmüştü zaten. Uçuyordu adam. Bunu göremeyecek kadar kör değildim

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home