"Yarin Gunes Dogacak" 265 sayfalik bir roman ve biteli iki yil oldu. Redakte ederek burada yayinlayacagim
James Brown - Woma...
Yarın Güneş Doğacak: Sayfa 11

Cuma, Şubat 24, 2006

Sayfa 11

-Sahi hala, babaannem biliyor mu Afyon’a gideceğini?

-Biliyor ama kamp yapacağımı bilmiyor. Bu küçük ayrıntıyı da anlatmadım. Kalkar sabah erkenden gelir söylesem. Yollamamak için her türlü kaprisi yapar, ben de kafamın dikine gideceğimden, küser giderdi evine. Ne gereği var şimdi o kadını küstürmenin, hatta daha da ötesi üzmenin. Üstelik yaşlı. Dedenin, babam olmasının keyfine varamadan gelen ölümünden sonra ona olan duygularım daha da güçlendi. Bugün var, yarın yok. Bir gün özlediğimde yanımda olamayacak ve benim içim kavrulacak yaşayamadıklarıma; tıpkı babamda olduğu gibi. Bu acıyı yaşamak istemiyorum. Onu üzmeye de kıyamam. Öyle yaşlandı ki, üstelik öyle çok emeği var ki üzerimizde, sizin de, benim de. Kendince çok sevdi bizi.

-Canım babişim. Ben yemekten sonra arayayım onu, sevinir. Ben de özledim hem. Aşkım, sen Afyon’dan döndükten sonra bir Pazar ziyaretine gidelim mi hep beraber?

-Harika olur. Çok sevinir, biliyor musun? Aklı fikri boğazdadır biliyorsun.Kim bilir neler hazırlar gideceğimizi söyleyince. Bende kaldığı zamanlarda ne kadar kilo almıştım, hatırlıyor musun? Birkaç ay daha kalsaydı korkarım beni de kendine benzetecekti.

-Sahi babiş gittikten sonra oldukça kilo verdin sen. Kaç kilosun şimdi?

-64.

-Hala, sahi mi diyorsun? İki yılda seksendört kilodan altmışdörde kadar indin, farkında mısın? Çok az insan başarabilir bunu. Hem de fıstık gibi oldun vallahi karabiberim.

-Altmışsekiz kiloda durmuştum geçen yıl. Sonra babaannen uzun süre bende kalınca yetmişiki kiloya çıkmıştım. O gittiğinden beri de sekiz kilo daha verdim. Giyinik
olduğum için fıstık gibi görünüyorum gözüne. Bir soyunsam da görsen nasıl sarktığını her yerimin. Benim yaşımda bu kadar kilo verdiğinde, sarkmış derinin toplaması bir yıldan fazla sürüyor. Ama ne yapalım, bu sene yazın pek açık saçık giyinmeyeceğim. İnsanların göz zevki bozulmasın.

-Beni seni böyle de seviyorum Alara’m benim, derken boynuna bir öpücük kondurdu halasının, yağlı dudaklarına aldırmayarak.

-Sabahları yürüyorum ama, fazla sürmez, yavaş yavaş toplar deri.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home