"Yarin Gunes Dogacak" 265 sayfalik bir roman ve biteli iki yil oldu. Redakte ederek burada yayinlayacagim
James Brown - Woma...
Yarın Güneş Doğacak: Sayfa 19

Pazartesi, Mayıs 22, 2006

Sayfa 19

-İki paket makarna, iki adet hazır çorba, bir paket galeta, bir paket de çikolatalı bisküvi ile çerez koydum. Bence yeter de artar bile. Zaten o ortamda ne yiyebilir ki insan?

-Haklısın. Hadi sen git, ben de bulaşıkları yıkadıktan sonra uğrarım sana iyi geceler demeye.

Salondan çıkıp, antreyi geçerek yatak odasına ulaştı Alara. Lambayı yakınca Prenses kısık gözlerle, başını kaldırıp, nazlı nazlı baktı sahibesine. Ne kadar güzeldi; bembeyaz. Gözleri ayrı renkte değildi, ama bembeyaz oluşu anlatıyordu, bir Van kırması olduğunu.

-Uyudun mu kızım sen? Prenses ince ve yavaş bir tonda miyavlamayla cevapladı onu ve tekrar gözlerini yumdu. Sırt çantasına neler koyduğunu zaten biliyordu, çünkü kontrollü koymuştu; bir liste yapmış ona göre hazırlamıştı, onun için gerekmezdi bir daha kontrol etmek, ama yarın giyeceklerini çıkartsa dolaptan iyi olurdu. Afyon geceleri soğuk olurdu, Bursa’ya benzemezdi. Bir külot çıkardı, bir boxer, kalın açık mavi eşofman takımını –Salı pazarından ihraç fazlalarından almış, ucuza getirmişti bunları-, bir çift lacivert yün çorap, eşofmanının içine giyeceği el örgüsü bir lacivert kazak, bel çantasını baş ucundaki ayaklı askıya astı, başı üşümesin diye de bir bere hazırladı. Bir de gece yatarken giymesi içi ayrı bir çift eşofman koydu, tabi gece yatarken giymek için de bir yün fanila. Sabah giyeceklerini ayak ucundaki hasır sandığın üzerine koydu, gece giyeceklerini de sırt çantasına doldurdu.Şu yeni moda çek-çek dedikleri bavula –trolley diyorlardı şimdikiler ama Alara Oktay Sinanoğlu gibi düşündüğünden bunu kesinlikle reddediyordu- alışverişin tamamını doldurmuştu, bakıp kontrol etmesi gereken bir şey yoktu. İyi ki çıkartmışlardı bu bavulları ve o da bir tane almıştı, yakın iş seyahatlerinde kullanılmak üzere. Ne iyi işe yarıyordu şimdi; pratikti, elinde taşıması gerekmiyordu.

-Hazır mısın bir tanem?

- Evet kızım, her şeyim hazır.

-Kitabını okutmadım sana bu gece. Yanına alacak mısın? Getireyim mi?

-Hayır Duygu. Bir deprem ortamına giderken, kitap götürmek istemiyorum. Otobüste okumak için de gazete alacağım.

-Tamam. Hadi aşkım, ben yatıyorum. Sana iyi geceler, kapıya yöneldi genç kız.

-Sana da bir tanem. Ben makyajımı temizleyip, hemen yatarım.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home