Sayfa 32
-Oğlun nasıl şimdi Emine hanım?
-Valla ne deyim hanımım, sanki garısı bir yere gezmeye gitmiş de gelecekmiş gibi dolanıyo. Baksan yüzüne hiç anlamazsın. Ama uyku basınca rüyada ağlıyo, biliyon mu? Sonu n’olucek, biz de bilemeyoz.
-Allah sabır versin hepinize.
Emine iki gözünden sıralı akan yaşları saklamadan, kaldırdı başını gökyüzüne, uzak uzak baktı.Uzaklardan birisine acısının hesabını soruyordu sessiz sessiz. Seyfi de başını önüne eğmiş cigarasını tüttürüyordu.
-Sizin acınıza merhem olamam, sadece dua edebilirim. Ama kimbilir daha ne acılar yaşayanlar vardır, hadi gelin onların acısına da ortak olalım. Bak Emine hanım, bu çantanın içinde bütçemin yettiğince bir şeyler getirdim. Bir bak bunlara, kimlere verebiliriz bunları, kimlerin işine yarar. Yalnız senden ricam, ne olur, gerçekten ihtiyaç sahiplerine verelim. Onun için bu işi sen yap, ben bilemem kimin neye ihtiyacı olduğunu.
-Ben yaparım, sen zahmet etme hanımım. Başka bir şey istersen de bana, elimden ne gelirse yaparım. Sen bize gardaşlık oldun gayrı. Allah senden razı olsun. Yaramıza melhem oldun, Allah da senin yaralarına melhem olsun.
-Amin. Hepimizin. Al bu çantayı. Biz de Seyfi dayıyla bir sohbet edelim bakalım, Adem için ne yapabiliriz. Sanırım onun bir doktora görünmesi iyi olacak.
-Allah gönlünün muradını versin bacım, dedi Emine, çek çek bavulu önüne çekerek.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home