"Yarin Gunes Dogacak" 265 sayfalik bir roman ve biteli iki yil oldu. Redakte ederek burada yayinlayacagim
James Brown - Woma...
Yarın Güneş Doğacak: Sayfa 45

Salı, Ekim 03, 2006

Sayfa 45

-Ne oldu? Vaz mı geçtin yoksa beni kaçırmaktan, diye kıkırdadı Ayşegül.

-Deli misin Gül’üm? Vaz geçer miyim hiç? Hadi kalk öyleyse bize gidiyoruz.

-Adem, babamın inadını biliyorsun. Sabah benim kaçtığımı öğrenir öğrenmez, tüfekle dayanır sizin kapıya. Burda durmayalım.

-Haklısın Gül’üm. Zaten bize acısaydı, bunca yıl inletmezdi beni de, seni de. Bana vermemek için almıştı okuldan seni. Liseyi bitiremedin onun inadı yüzünden. Neyse. Bir kaçalım da önce, yerimizi yurdumuzu da kuralım, ondan sonra yine okursun. Okuturum ben seni. Açık Lise var şimdi. Gidip imtihanlara giriyorsun.

-Giderim, değil mi Adem?

-Gidersin tabi ya. Yarım mı kalsın? Bitirirsin okulunu.

-Sonra bir iş de bulur, çalışırım, sana yardımcı olurum. Değil mi Adem?

Cevap vermedi Adem. Tamam okuturdu. Ama nasıl çalıştırırdı yavuklusunu? Deli olurdu, başkaları görecek de, göz koyacak Gül’üne diye. Ama bunları konuşmanın sırası değildi şimdi. Hem eve de varmışlardı zaten.

-Bak, anacığım camda bekliyor. Bilmiyordu seni hemen bu gece getireceğimi, şaşırıp kalacak şimdi.

Oysa Emine’nin şahin gözleri görmüştü gelenlerin iki kişi olduğunu. Zaten aklına da gelmişti. Gavur Hüsam’ın kızıydı o. Gözü karaydı. Adem’den bile karaydı. Hazırlıklıydı Emine. Hızlıca indi merdivenlerden, açtı çocuklarına kapıyı. Sarıldı gelinine.

-Yavrım! Hoş geldin evimin gelini, sultanım. Hoş geldin, diye sarıldı gelininin boynuna.

-Hadi hiç oyalanmayın. Nasıl olsa yaz günü. Üşümezsiniz. Alın şu çantayı da, deyip, bir poşet uzattı Adem’e. Ben her şey hazırladım size.

-İyi de, nerden bildin anam? diye şaşalayarak cümlenin devamını getiremedi Adem.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home